mine cini

Mine Çini 'nin yeni sergisi ' Bilmediğim HerŞey ' 2011 de de Altanay Sanatevinde. 11.10.2011 - 12.11. 2011. Galeri Tel: +90 312 468 30 76 'Everything I Don't Know' 2011 exhibition 11.10.2011 - 12.11.2011 Galery : Altanay Tel: !90 312 468 30 76 Yeni nesil Çağdaş Ressamlardan Mine Cini 17 Mart 2009 tarihinde yeni kişisel sergisini "Altanay Sanat Evinde" açıyor. Yeni nesil Çağdaş Ressamlardan Mine Cini 17 Mart 2009 tarihinde yeni kişisel sergisini "Altanay Sanat Evinde" açıyor. 1971 Yılında Federal Almanya'da Hamburg şehrinde doğan Sanatçı Karatay 1995 Yılında Ankara Üniversitesinden mezun olarak sanat dünyasına adımını atarak, farklı teknikler ve tüm öğrendiklerini sentezlediği çalışmalarında, yeni bilgi ve duygularla zenginleştirdiği düşüncelerini tuvallerine aktarıoyor. Karatay için renkllerin ön planda olduğu görülüyor. 17 Mart 2009 tarihinde saat 17.30 da bir kokteyl ile açılacak sergide Soyut sanata örnek olan pekçok sanat eserleri sergilenecek. Sergi 17 Mart tarihinden itibaren 11 Nisan tarihine kadar 12.30-18.30 sahatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. Son derece değişik ve ilginç bulduğum sanat eserlerinin sanatseverler tarafından beğenileceğini umuyorum. Önerim bu sergi mutlaka gezilmeli... Sergi ve işlenen tema konusunda Çağdaş ressamlarımızdan Mine Karatay ile dün sanata, soyut resim sanatına ilişkin bir söyleşide bulunduk. Sorularıma Ressam Mine Karatay'ın cevaplarını sizlerle paylaşmak istiyorum. MBHABER Soru: Yaratma sürecinizin gerçekle iç içe olduğu kadar aynı zamanda da hayal gücünüzü ve iç dünyanızı yansıttığını görmekteyiz. Bize bununla ilgili daha fazla ayrıntı verebilir misiniz? Karatay: Dış görüntünün ötesindeki gizem beni her zaman çekmiştir. Somut objelerin soyut boyutlarını çalışmalarımda yansıtmaktayım. Uzun zamandır görünmeyen ‘gerçeği’ sorgulamaktayım. Çalışmalarımda kullandığım doğaüstü unsurlar sayesinde aradığım ‘gerçeğe’ daha da yakınlaştığımı hissediyorum. Bu sayede çevremdeki unsurları, olayları çok daha farklı bir boyutta gözlemlemeye başladım. Soru: Sanatın sadece hayatınızın bir parçası değil de hayatınızın merkezi olduğu gerçeğini ne zaman anladınız? Karatay: Şu tarihte bu gerçeğin farkına vardım diyemem. Kendimi bildim bileli hep sanatla, özellikle de resim sanatıyla ilgilendim. Sanatı her zaman kendimi özgürce ifade edebilmemin bir yolu olarak gördüm. Soru: Bir ressam olarak yaşadığınız en önemli anınız ne olmuştur? Karatay: Bu soruyu cevaplamak benim için çok zor değil. Yaptığım hayal resimlerinde çeşitli insanların dileklerini resmetmeye başladım. Bu insanların dileklerinin hızla gerçekleştiğini gördüm. Günün birinde neden kendi dileklerimin de resmini yapmıyorum diye düşündüm. Ve yapmaya başladım. Hayattan ne istediğimi biliyorum. Ve sahip olduğum her şey için şükrediyorum. Bu şekilde düşünmeye başlamamdan sonra hayat bana her istediğimi vermeye başladı. Son iki yılda başarı çizgimin hızla yukarı doğru çıktığını görüyorum. Soru: Bir sanatçı olmanın en zor tarafı nedir? Karatay: Birçok insan soyut bir resme bakarken şunu soruyor: ‘Ressam bu resmi yaparken ne düşünmüş, nasıl bir ruh haliyle bu resmi yapmış? Aslında burada bir başkasının ne düşündüğünün önemi yoktur. Resme bakan kişinin kendi duygularını kendisine itiraf etmesi için sadece bir araçtır resim. Bir insan olarak sıra dışı bir şeyler yaptığınızda insanlar sizin tahtalarınızın eksik olduğunu düşünürler ama sıra dışı yaratıcılığınıza sanatı kullanarak bir boyut verdiğinizde sizi beğenirler. Bir çok insan soyut sanattan bir şey anlamadığını samimice itiraf eder; bu kişilere şunu söylerim: ‘bazen bir şey anlamanız gerekmiyor sadece ya sever ya da sevmezsiniz’. Bir de ‘bunu ben de yaparım’ diyenler vardır onları da bu konuda cesaretlendiririm. Soru: Şu andaki sanat yaşamınızı tetikleyen en önemli unsur nedir? Karatay: Şu anda konsantre bir sanat hayatım var. Resim ve düşünce üretmek için günlük hayatımda uzun saatlerim, boş vakitlerim yok. Resme ayırdığım vaktimde tamamiyle yaratacağım esere odaklanıyor ve sadece o resmi yaşıyorum. Bu yüzden de resimlerimin çok güçlü duygular yansıttığını düşünüyorum. Kaleme aldığım düşüncelerim ise bir anda zihnimden geçiyor ve o anda onları kağıda aktarmam gerekiyor. Bunun için kendime herhangi bir zaman ayırmıyorum, her zaman her yerde öylesine birden içimden çıkabiliyorlar. Her gün bir sürpriz yapıyorlar bana bu sürprizlere değer veriyorum ve onları hayatın akışına bırakıyorum ve hiçbirisini kaçırmıyorum. Soru: Sizce 21. Yüzyıl bir sanatçıya neler sunmaktadır? Karatay: Internet bu çağın en önemli ağını oluşturmaktadır. Bir sanatçı her alanda olduğu gibi teknolojik alanda da kendini geliştirmeli ve hatta 21 yüzyılın sunduklarını sanatıyla birleştirerek bir adım öne geçmelidir. Mümkün olduğu kadar bu ağın bir parçası olmalıdır. Geçmişteki sanatçılara bu tür nimetler sunulmamıştır. İnternet sayesinde tüm dünyadaki birçok insana ulaşabiliyorum ve bir çok insan da bana ulaşabiliyor. Yaptığım tüm çalışmaları ve en yenilerini internet sayesinde anında görebiliyor ve satın alabiliyorlar. Soru: Soyut resim sanatı konusunda ne düşünüyorsunuz? Karatay: 1995 senesinden beri soyut resimler yapıyorum. Soyut sanat çok güzel olabildiği kadar itici de olabilir; bu, sanat eserine bakan kişinin ruh haline göre değişiyor. Diğer sanatlarda var olan kurallar ve standartlar Soyut sanatta yoktur. Bu da Soyut’un en sevdiğim tarafıdır. Soyut sanat bir ruh halidir. Her zaman sadece soyut resimler yapacağımı söyleyemem, ama şu sıralar soyut resimler yapmak beni mutlu ediyor. Resimlerimi yorumlayan kişilerin hepsi farklı duygular hissediyor, onlarda farklı objeler görüyorlar. Bir tesadüf sonucu kendiliğinden oluşan şekiller ve renkler soyut sanatın güzelliğini oluşturuyorlar. Bazen yaptığım bir resim benim için sürpriz bir sonuç oluyor. Soru: Bir sanatçı olarak yarattığınız sanatın pazarlaması ve satışı mı daha zor yoksa projeleri ve fikirleri bir sanat eserine çevirme aşaması mı daha zor? Karatay: Projelerimi ve fikirlerimi bir sanat eserine dönüştürmek benim için nefes almak kadar kolay bir şey. Resim yaparken tüm engeller bir şekilde ortadan kalkıyor ya da ben onları olumluya çevirmeyi çok iyi başarıyorum ve resmimle bütünleşiyorum. Sanatımın pazarlama ve satış aşaması ise benim için bir başka alanı oluşturuyor. Ben de dahil birçok sanatçıya şu cümle söylenmiştir: Bir sanatçı resimlerinin pazarlaması ve satışıyla ilgilenmemeli, sanatçı sadece resim yapmalıdır! Sen beyninin sağ tarafını kullananlardansın sen sanatını yap, sen pazarlama ve satıştan anlamazsın! Yarattığım sanat çalışmalarımın pazarlama ve satışını gerçekleştirmek resim yapmak kadar kolay olmadı benim için. Ama korkularımı bir kenara atarak ilgilendiğim konuya gerçek anlamda odaklandığım sürece yapamayacağım bir iş olmadığını bir kez daha kanıtladım kendime. Korkuları bir kenara atmak gerekir. Burada bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum: Resimlerimi çok beğenen ve iki tanesini satın alan bir sanatsever müşterim bana şu sözleri söylemişti: ‘Ben gençken henüz ünlü olmamış bir ressamla tanıştım. Resimlerini çok beğendim, o zamanlar çok param yoktu, beğendiğim resmi alamadım ve aklım da kalbim de o resimde kaldı. Zaman içinde o ressam epeyce ünlendi ve artık ufacık resimleri bile dünyanın parasına satılıyor. Artık param var ama o resmi satın alamıyorum. Senin resimlerin bana bu anımı hatırlatıyor. Gerçekten beğendiğim bir resmi o zamanlar alamadım. Böyle bir pişmanlığı tekrar yaşamak istemiyorum, bu yüzden senin resimlerinden bir tanesine sahip olmak istiyorum.’ Ve bu içten paylaşımdan sonra benden iki resim alarak mutlu bir şekilde ayrıldı. Bir sanat eseri satın almanın bir çok sebebi olabilir. Kalpten alınan bir resmin her zaman hak ettiği değeri bulacağını hatırlamanız bu nedenlerin en önemlisidir. Sanatsever alıcıların, beni ve sanatımı destekleyenlerin memnuniyeti benim için çok önemli. Soru:Diğer sanatçılara ne tavsiye edersiniz? Karatay: Benim tavsiyem sadece sanatçılara yönelik değildir. Bütün herkese yöneliktir. Hayatı yakalamak çok önemli, genç nesilleri neler etkiliyor, neyle ilgileniyorlar ve ben tüm bunların neresindeyim diye sorguluyorum kendimi. Gençlerin her zaman benden daha hızlı ilerleyeceği bir gerçek; ama benim de bu sürece katabileceğim çok şey var diye düşünüyorum. Ama bunları sadece, onları anlayabilir ve onların dilinde konuşabilirsem onların yaşamlarına katabileceğimi düşündüğüm için kendimi sürekli geliştirmenin yollarını araştırıyorum, bunları uyguluyorum ve yenilikleri kucaklıyorum. İnternetin i sinden anlamayan çok sanatçı var. Onlara bu konuyla ilgili acil bir şeyler yapmalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca sanatlarına güvenmelerini ve onları internette yayınlamalarını tavsiye ediyorum. MBHABER

Biography: Mine Cini is painting since 1995 and is keeping the ball rolling. During that period, she took private lessons from precious artists, she used different techniques and read many publications. She is synthesising all learnings and enriching her emotions with new informations, experiences and impressions which she passes on a canvas. Her colours are staying on the forefront. Her colours are reflecting her emotions and feelings. She is thinking and the shapes and the images appears after the painting is finished. “Isn’t our lives like this? Each small decision and choice we make, gives shape to our life.” “Live is giving continously … When we take them Inside our heart Our soul becomes wings.” Nowadays, the artist feels herself very fruitfull Everyday, life is giving newness; her feelings, considerations are building up every day. “Each of us has different ways to feel the endless emotions in the infinity. My way which I choosed is painting.” Mine Karatay 1971 yılında Almanya’nın Hamburg kentinde doğdu. Çocukluğunun ve gençlik yıllarının bir bölümünü yurtdışında geçirdi. 1995 yılında Ankara Üniversitesi’nden mezun oldu. Resim çalışmalarını 1995 senesinden beri sürdürmektedir. Bu süre zarfında, değerli hocalardan(Aynur Ocak, Adil Ocak) dersler aldı, farklı teknikler kullandı. Tüm öğrendiklerini sentezlediği ve her geçen gün edindiği yeni bilgiler, tecrübeler ve duygularla zenginleştirdiği düşüncelerini tuvallerine aktarıyor. Renkler onun için ön planda. Kullandığı renkler duygularını yansıtıyor. Sadece düşünüyor ve şekiller, resim bittikten sonra ortaya çıkıyor: “Hayatımız da böyle değil mi? Verdiğimiz ufak kararlar, yaptığımız seçimler, bizim hayatımızı şekillendiriyor.” Hayat vermeye devam ediyor… Hayatın verdiklerini Kalbimizin derinliklerine götürdüğümüzde, Ruhumuz kanatlanıp uçuyor Sanatçı kendini bu aralar çok verimli hissediyor. Hayat her geçen gün yaşamına yenilikler katıyor; duyguları, düşünceleri her gün gelişiyor. “Sonsuzluğun içinde uçsuz bucaksız duyguları yaşamak için hepimizin izlediği farklı yollar var. Resim, benim seçtiğim yol.” Kişisel Sergiler: 2004 – Galeri Sans 2007 – Türk Amerikan Derneği, Reşit Aktan Salonu 2007 – Dünya Dans Merkezi 2008 – Cepa AVM 2008 – Dünya Dans Merkezi 2008 – ArtForum 2008 Ankara Karma Sergiler: 1998 – Arel Sanat Galerisi 1999 – Arel Sanat Galerisi 1999 – Artium Sanat Galerisi 2002 – Zafer Çarşısı Sanat Galerisi 2003 – Gülhiz Akcan Atölyesi 2003 – Zafer Çarşısı Sanat Galerisi 2004 – Gülhis Akcan Atölyesi 2004 – Zafer Çarşısı Sanat Galerisi 2005 – Gülhiz Akcan Atölyesi 2005 – Zafer Çarşısı Sanat Galerisi 2006 – Gülhiz Akcan Atölyesi 2006 – Zafer Çarşısı Sanat Galerisi 2006 – Transparan Sanat Galerisi (DMEDD) 2007 – Gülhiz Akcan Atölyesi 2008 – Gülhis Akcan Atölyesi

Country: Turkey

E-mail: minekaratay@yahoo.com.tr

Site: fine art america